Yayımcı(Asset Publisher)

Sempozyum

Istanbul Security Conference® 2019 “Reassurance and Reengagement” 28 – 30 Nisan 2019, Istanbul

Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği, Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırma Merkezi ile ortaklaşa düzenlediği 12. Istanbul Security Conference® 28-30 Nisan 2019 tarihleri arasında “Reassurance and Reengagement” başlığı altında İstanbul'da gerçekleştirildi.

Yayımcı(Asset Publisher)

Detaylar

Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği ve Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi, 25 farklı ülkenin katılımıyla gerçekleştirdiği ve siyaset, diplomasi, ordu, bilim ve endüstri alanlarından katılım sağladığı bu yılki konferansta bölgesel ve küresel konulara değindi gibi güncel sorunları da tartışmaya açtı.

 

Konrad-Adenauer-Stiftung Berlin, Avrupa ve Uluslararası İşbirliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Peter FISCHER-BOLLIN, konferansın uluslararası güvenlik ortamlarına paralel olarak 2008'den bu yana kısa tarihsel özetini sunduktan sonra, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali HABERAL, konferansı zor zamanlarda karşılıklı diyaloğun pekiştirilebileceği bir diyalog platformu olarak övdü. Federal Almanya Ankara Büyükelçisi Martin ERDMANN, Avrupa-Atlantik bölgesindeki çeşitli istikrarsızlık kaynakları karşısında ortak çıkarlar konusunda diyalog yapılması gerektiğini vurguladı. Özellikle Türk tarafına S-400 hava savunma sistemi alımı kararını tekrar gözden geçirmeyi önerdi.

 

T.C. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Başdanışmanı Doç. Dr. İbrahim KALIN, Türkiye'nin mevcut güvenlik görünümünün bir resmini çizdi. Türkiye'nin batı müttefiklerine ve dostlarına, Türkiye'nin güvenlik endişeleriyle ilgili daha fazla anlayış ve destek çağrısında bulundu ve bugünün dünya devletlerinin aralarındaki işbirliği yardımıyla güven ortamının sağlanabileceğini vurguladı. Akabinde Türkiye'nin Rus hava savunma sistemini satın alma kararı sürecini açıkladı. Suriye barış süreci ve Kürt kuvvetlerinin rolü sorulduğunda, Büyükelçi KALIN, Suriye Demokratik Güçleri de dahil olmak üzere PKK ile işbirliği yapan her türlü Kürt güçlerini ve teröre terörle karşılık veren oluşumların tümünü kınadıklarını belirtti. Suriye’nin kuzeydoğusundaki Türk kuvvetlerinin şu anda ülkede istikrar yaratmak için bulunduğunu belirtti.

 

Alman Parlamentosu CDU/CSU Parlamento Grubu Dış Politika Sözcüsü Dr. Jürgen HARDT, Almanya’nın daha fazla uluslararası sorumluluk alma arayışını açıklayarak, savunma ve kalkınma işbirliği için harcamaların arttırıldığını vurguladı. Rusya, Brexit ve Amerika Birleşik Devletleri' nden kaynaklanan güvenlik kaygıları nedeniyle, NATO içindeki AB kapasitelerini güçlendirmek için PESCO'nun kurulduğunu söyledi. Türkiye’ye atıfta bulunan HARDT, Türkiye ile ilgili olarak, güçlendirilmiş diyalog için üç alan belirledi: Suriye barış süreci, Mağrip bölgesindeki istikrarsızlık ile mücadele ve ekonomik işbirliği ki Türkiye-AB üyeliği olmasa bile, gümrük birliğinin güncellenmesi.

 

Keynote konuşmalarının ardından, birinci panel “EU’s Demographic Challenge, Refugees and Migration: Impact on Social Stability and Border Security, Developing Preventive Policies and Strategies” konusuna değindi. Macaristan Başbakanlık Ofisi Bakanı Gergely GULYAS, AB’nin ortak bir iltica ve mülteci politikasına ihtiyaç duymasına karşın, ortak bir AB göç politikasının AB’nin anlaşmalarında belirtilmediği gibi, üye ülkeler arasındaki farklılıklar göz önüne alındığında uygulanabilir olmadığını da belirtti. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türkiye Delegasyonu Başkanı Akif Çağatay KILIÇ, önleyici politikalar yerine proaktif olunması gerektiğine değindi ve Suriye dışındaki göç kaynaklarına da dikkat çekti. Alman Milletvekili Matern VON MARSCHALL, bütüncül güvenlik önlemleri yaklaşımı için çağrıda bulundu ve Afrika kıtasını göçle mücadeleye örnek verdi. Afrika ülkeleri yasadışı göçü önlemek amacıyla doğrudan menşei ülkelerinde önlem almaktadırlar dedi. Londra Savunma ve Güvenlik Forumu (DSF) Başkanı Leydi Olga MAITLAND, Avrupa’daki mültecilerin ve göçmenlerin yeni ikamet ettikleri ülkelerde kalacaklarını ve bunun da sosyal ve ekonomik entegrasyon sorununu gündeme getirdiğini belirtti.

 

İkinci panel “The Future of the Trans-Atlantic Security and its Effect on Global Security Affairs” konusunu ele aldı. Almanya Eski Savunma Bakanı Franz Josef JUNG, bugünkü hedefleri ve gelecekteki zorlukları ele aldı. Alman savunma harcamalarında bir artış olması gerektiği ve aynı zamanda da Almanya'nın mevcut çeşitli yeteneklerinin ölçülü bir analizini yapma çağrısında bulundu. Emekli Büyükelçi ve Eski NATO Delegasyonunun Daimi Temsilcisi Ümit PAMIR, NATO’nun, transatlantik ilişkilerin şu anda baskı altında olduğunu ve bunun ortaklık tarihine dayanan sert izlere dayandığını ifade etti. Atlantik Konseyi Üyesi Sir Peter WESTMACOTT, transatlantik ilişkilerdeki ince fay hatlarına vurgu yaptı ve kurumların ve ittifakların parçalandığının altını çizdi. Daha sonra Avrupa'yı güvenlik politikaları konusunda daha büyük bir rol üstlenmeye çağırdı. Polonya Cumhuriyeti NATO Daimi Delegasyonunda Siyasi Danışman ve Siyasi Bölüm Başkanı Dominik P. JANKOWSKI, mevcut uyarlamanın 1990’dan bu yana NATO’nun en büyük dönüşümü olduğunu analiz etti ve NATO’nun, 2014'ten beri gelişen tehditlere uyum sağlamak için çeşitli araçlar ve mekanizmalar geliştirdiğini ekledi. Emekli Tuğgeneral ve Kiel Üniversitesi Güvenlik Politikası Enstitüsü'nün Kıdemli Üyesi Rainer MEYER ZUM FELDE, transatlantik toplumun ele alması gereken iki temel zorluğu analiz etti: transatlantik yük paylaşımının dengesizliği ve Almanya'nın Münih konsensüsü kapsamındaki savunma sorumluluğunun uzaklaşması.

 

Üçüncü panel, “Syria’s Future: a Testing Ground for Proxy Wars and Geopolitical Agenda of Neighbours and Others or a Stable, Secular and Unified Nation?” sorusuna cevap aradı. Alman Milletvekili ve Eski Federal Bakan Christian SCHMIDT, Türkiye'nin çok önemli bir rol oynadığı Suriye'nin yeniden yapılanma sürecinin farklı yollarına dikkat çekti. Aynı zamanda Almanya’nın rolünü de sorguladı. Alman Bundeswehr Üniversitesi'ndeki Metis Stratejik Enstitüsü'nün Uluslararası Siyaset Başkanı ve Proje Direktörü Prof. Dr. Carlo MASALA, Suriye' deki çatışmalara askeri bir çözümün olabileceği ve Suriye gelecekteki çatışmalar için bir plan sağlayabileceğini belirtti. Bilgi Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Profesörü ve Uluslararası Siyaset Bilimi Derneği Eski Başkanı Prof. Dr. İlter TURAN, Suriye tarihini otoriter hükümetler ve iç mezheplerin çizdiğini ifade etti. İlgili devletlerin çoğu, Suriye'de vasal bir devlet kurmak yerine bağımsız bir hükümet kurmanın öncelik olması gerektiğini savunurken, uygulama aşamalarında fikir farklılıkların ortaya çıktığını söyledi.

Konferansın dördüncü panelinde “The New Geopolitics and Dynamics at the East Mediterranean Region: Risks and Opportunities” konusu ele alındı. Emekli General ve NATO Askeri Komitesi Eski Başkanı olan Klaus NAUMANN istikrarı kaybetmiş ülkeler, doğal kaynaklar konusundaki çatışmalar ve İran ile ABD arasındaki muhtemel yanılgılar sonucu ortaya çıkan risklere değinerek panelin açılışını gerçekleştirdi. Özellikle Lübnan, Suriye ve Irak’taki çatışmalar daha fazla istikrarsızlığa ve göç dalgalarına sebebiyet verebilir diye ekledi. İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Massimo GAIANI Libya’daki derin kriz konusunda uyarılarda bulundu. Konuşmasında ayrıca İtalya’nın Libya’ya barış, toprak bütünlüğü ve refah getirmek için ortaya koymuş olduğu siyasi çabalara değindi. Emeklli Büyükelçi ve Dışişleri Bakanlığı Eski Daimi Genel Sekreteri ve İsrail’in Türkiye Eski Büyükelçisi Alon LIEL İsrail’in Filistin ile gerçekleştirdiği barış sürecini terk etmesine rağmen uluslararası düzeyde nasıl meşru bir aktör olmayı başardığını açıklayarak, barış sürecinin resmi olarak sonlandırılmasına uluslararası toplumun nasıl tepki vereceğini sordu. Emekli Büyükelçi, ABD ve İsrail Eski Büyükelçisi Namık TAN Kıbrıs sonunun çözümünün Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olması dolayısıyla zorlaştığını dile getirdi.

 

Tour D’horizon oturumunda Federal Almanya Meclisi Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlementerler Asamblesi Alman Delegasyonu Başkanı Dr. Andreas NICK günün genel bir değerlendirmesi bağlamında Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği konusuna odaklanarak, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin son yıllarda Türkiye’den kaynaklanan faktörler nedeniyle gerilediği çıkarımında bulundu. Dr. NICK, AB’nin Türkiye’ye kapılarını kapamak yerine ilişkilerin geleceğine dair realist bir vizyona sahip olunması gerektiğini belirtti. T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı, AB ile İlişkilerden Sorumlu Direktör, Büyükelçi Faruk KAYMAKCI, AB-Türkiye ilişkilerinin tarihi gelişimine dair bir genel bakış ortaya koyarak, AB sürecinin hızlandırılmasını ve Türkiye'ye net bir vizyon sunulmasını istedi. AB’nin Avrupa kıtasının kaderini belirlediği gerçeği çerçevesinde, Türkiye’nin AB'ye katılma motivasyonunu analiz ederek, Türkiye’ nin, küresel politikayı Avrupa'nın bir parçası olarak şekillendirmek için AB’nin bir parçası olmak istediğini vurguladı.

 

Konferansın ilk gün kapanışında Federal Almanya Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Christian WULFF Alman-Türk ilişkilerine dair perspektifler konulu bir konuşma gerçekleştirdi. İki devlet ve iki halk arasındaki tarihi ilişkileri vurgulayarak, geliştirilen yakın işbirliklerine ve kültürel etkileşimlere değindi. Eski Cumhurbaşkanı Wulff, Alman mevkidaşlarına Türk tarafına daha fazla anlayış ve saygı göstermeleri çağrısında bulundu.

 

Konferansın ikinci günü “The Future of Warfare, New Technologies and Tactics in the Context Hybrid and Proxy Wars – Are Western Democratic States able to effectively confront Hybrid or Proxy Subversion and the Rise of Extremism” konulu panel ile başladı. Carleton Üniversitesi, Norman Paterson Uluslarası İlişkiler Okulu Güvenlik, İstihbarat ve Savunma Çalışmaları Merkezi Kıdemli Araştırma Görevlisi Angela GENDRON tarihte hibrit savaşlar teriminin başlangıcı olarak Soğuk Savaş’a kadar izini sürdü. Klasik ve klasik olmayan savaş türlerini kombine ederek, vatandaşın devlet otoritesi ve bilgi kaynaklarına karşı olan güvenlerini azaltarak güveni zedelemek ve rakibin siyasi gündemini yaygınlaştırmaktan geçtiğini ifade etti.

 

Washington’daki Hudson Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Michael DORAN İran konusuna odaklandı. Amerika’nın İran'ın nükleer programına ilişkin ortak geniş aksiyon planı (JCPOA)’yı terk etmesini Trump yönetiminin ötesinde bir Amerikan sorunu olarak değerlendirdi ve İran’ın stratejilerinin eleştirel bir değerlendirme savundu. Gürcistan İçişleri Eski Bakan Yardımcısı ve Gürcistan Stratejik Analiz Merkezi'nin kurucusu olan Nodar KHARSHILADZE mevcut bürokrasilerin hibrit tehditlere karşı koymak hatta onları anlayabilmek üzere oluşturulmadığını ortaya koydu. Bu nedenle tehdit ortamında iki yönlü değişiklik söz konusudur diye sözlerine ekledi: mücadele ortamında silah ve stratejilerin güncellenmesi gerekliliği ile bilgi ve iletişim teknolojileri ile dönüştürülen bir toplum. Carleton Üniversitesi'nden Emeritus Prof. Dr. Martin RUDNER, proxy kullanımını Kanada'daki petrol endüstrisi örneğini kullanarak açıkladı.

 

Konferansın son panelinde “Rise of Technology and the Fall of Usual Threats. Cyber Warfare and Cyber Security” konusu ele alındı. “Siber Savaş ve Siber Güvenlik” üzerine görüşlerini paylaşan Alman İçişleri Bakanlığı Devlet Müsteşarı ve Federal Almanya Cumhuriyeti Meclisi Milletvekili Stephan MAYER, 2019 baharında Alman araştırma kurumlarına yönelik siber saldırılara verilen tepkiyi olumlu olarak değerlendirdi. Ulusal, bölgesel ve uluslararası kurumlar arasındaki işbirliğini ve tehditlere ve saldırılara karşı bilgi paylaşımının önemini vurguladı.

 

Almanya Siber Güvenlik Kurulu Başkanı (Cyber-Sicherheitsrat Deutschland e.V.) Hans-Wilhelm DÜNN, siber güvenlik meselelerine değinerek, siber güvenlik dönüşümünün başladığını ancak bu konuda henüz birkaç adım atıldığını vurguladı. Yeni tehditlerle karşı mücadele kapsamında standartların, uyarı mekanizmalarının ve en önemlisi bu konuda yetişmiş insan kapasitesinin önemini vurguladı.

 

İstanbul Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü‘nden Prof. Dr. Ahmet K. HAN tehditin niteliğine ve özellikle Rusya ile Çin’in rolüne odaklandı. Savunma sanayiine, kritik altyapılara, devlet ağlarına ve özel sektörüne yönelik siber saldırılara karşı savunmasız olunduğunu belirtti. Siber saldırılara bir karşılık olarak, siber güvenliğe odaklanmış özel sektörle ortak bir Türk ajansının kurulması ilk adımlar arasında diye sözlerine ekledi. Tokyo Üniversitesi'nde İleri Bilim ve Teknoloji Araştırma Merkezi'nden Prof. Satoshi IKEUCHI, NATO ve ABD-Japonya ittifak anlaşmasını karşılaştırdı. Bundan sonraki tartışma, 5G altyapısındaki güvenlik kaygıları ve konvansiyonel tehditlerin ne ölçüde mevcut olabileceği meselesine odaklandı.

 

Kapanış konuşmalarında Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi Walter GLOS ve Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Ercan ÇİTLİOĞLU organizatörlere ve katılımcılara yeni çözümler bulma konusunda belirleyici olan bu diyalog formatının bir parçası oldukları için teşekkür ettiler. İstanbul Güvenlik Konferansı® 2019, siyaset, diplomasi, bilim, ordu ve endüstriden karar vericilerin bağlantılar kurabilmesinde önemli bir katkı sundu.

 

Paylaş

Yayımcı(Asset Publisher)

takvime ekle

mekan

Istanbul

İletişim Bilgileri

Walter Glos

Walter Glos

Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi

Walter.Glos@kas.de +90 312 440 40 80 +90 312 440 32 48
İletişim Bilgileri

Arzu Yüzgeç

Arzu Yüzgeç

Proje Koordinatörü

arzu.yuzgec@kas.de +90 312 440 40 80 +90 312 440 32 48

Yayımcı(Asset Publisher)

Yayımcı(Asset Publisher)